ÇÖZÜLMEMİŞ TRAVMA ROMANTİK İLİŞKİLERE NASIL YANSIR?

Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı-5 (DSM-5)’na göre travma; ölüm, ciddi yaralanma veya cinsel şiddet ya da tehdidine doğrudan maruz kalmak veya tanık olmak şeklinde tanımlansa da bu tanım bazı açılardan yetersiz kalmaktadır. Bir başka kesime göre, kişinin içsel kaynaklarının kısa süre için de olsa baş etmekte yetersiz kaldığı ve uzun süreli psikolojik belirtiler üreten aşırı ölçüde üzücü bir olayın travmatik olduğu yönündedir. En nihayetinde bakıldığında travma, kişinin baş etme yeteneğini aşan deneyimlere maruz kalması olarak özetlenebilir.

Travmatize edici olaylar, fiziksel bir zarar veya hasar olmasa bile tüm yaşamımızı etkileyebilecek potansiyele sahiptir. Travma sonrası ortaya çıkan tepkiler, aynı olay dahi olsa kişiden kişiye farklılaşabilse de genel olarak travma; kişinin kimlik duygusunu, güvenlik ve kontrol anlayışını zedeleyen birtakım tepkilere yol açabilmektedir.

Travma sonrası tepkiler; yoğunluğuna ve süresine bağlı olarak uygun yaklaşımlarla ele alınmadığında çözülmemiş travmaya sebebiyet verebilir ve geçmişte dahi kalsa bugün kişiyi etkileyebilir. Bu ise romantik ilişkilerde yaşanabilecek belli örüntülere neden olabilir.

  1. Duygusal Gerginlik: Çözülmemiş bir travma, travmatik deneyimi hatırlatacak ve yaşantıyı tetikleyecek en basit davranışlarda bedenin savaş-kaç-don tepkisi vermesine neden olur. Örneğin, partnerinizin basit bir göz devirmesi, sesinin yüksekliği ya da iç çekmesi sizin travma tepkileri vermenize yol açabilir. Bu tepkiler şu şekilde olabilir:

-Kendinizi saldırıya uğramış hisseder ve savunmaya geçersiniz.

-Tarafsız bir konu bazen “kazanmayı” gerektiren bir çatışmaya dönüşür.

-Sesiniz yükselir, kalp atışlarınız hızlanır ve öfkelenirsiniz.

 

  1. Partnerin Davranışlarını Olumsuz Olarak Yorumlama: Travma bir kişiyi etkilediğinde, kişinin etrafındaki dünyayı görme, yorumlama ve onunla etkileşim kurma şeklini de etkileyen filtreli bir gözlük gibi davranır. Bundan dolayı partnerler arasındaki iletişim de bireyin fiziksel veya duygusal olarak güvensiz olduğu geçmiş travma filtresi aracılığıyla algılanabilir. Görünüşte zararsız olan davranışlar ve yorumlar yanlış anlaşılabilir ve kişinin olumsuz tepki vermesine, geri çekilmesine ya da donmasına yol açabilir. Örneğin:

-Partnerinizin “yemek ne zaman?” şeklindeki sorusunu “bütün gün ne yaptın? Yemek hala hazır değil mi?” şeklinde algılamak;

-Yine aynı şekilde eşiniz size “bu ay mali durum sıkıntılı” dediğinde ona sanki “bizi geçindirmek için yeterince para kazanamıyorsun” demiş gibi tepki vermek.

Kısacası, partnerle olan iletişim geçmişteki travmatik deneyimlerin yol açtığı bakış açısı ve duygularla değerlendirilir.

 

  1. Cinsel Yakınlıkta Zorlanma: Travmanın ortaya çıktığı en yaygın alanlardan birisi cinselliktir. Yakın bir ilişkinin gelişimi duygusal ve fiziksel güvenlik duygusuna bağlıdır ancak travma kişiyi güvenlik duygusundan mahrum edebilir. Şu şekilde görülebilir:

-Cinsel yaşantı sırasında duygusal yakınlık hissedememe ya da duygusal yakınlığın yerini alan cinsellik;

-Düşük cinsel dürtü ve cinselliğe ilgi kaybı;

-Karşı cinse karşı kızgın ya da üzgün olmak.

Bununla birlikte bu sorunların mevcut olmasının tıbbi sorunlar, ilişkisel çatışma ya da yaşam stresleri gibi pek çok farklı nedeni de bulunmaktadır.

 

Kaynak: Restoring the Soul

Leave a Comment

Bize Ulaşın

Tüm Sorularınız İçin Mail Atabilirsiniz